Politika

‘Hükümet Kürt Sorununu böyle mi çözebileceğini düşünmektedir’

‘Hükümet Kürt Sorununu böyle mi çözebileceğini düşünmektedir’ … Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu Şanlıurfa Karaköprü’de Mahmut Polat ve 2 oğlunun işkence ile gözaltına alınmasını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sorarak TBMM gündemine taşıdı. detaylar haberimizde…

‘Hükümet Kürt Sorununu böyle mi çözebileceğini düşünmektedir’

Meclise taşıdığı konu hakkında Dr. Gergerlioğlu’nun açıklaması:

Kolluk güçleri son zamanlarda nasıl olsa bize bir şey olmaz diyerek pervasızca yurttaşlara müdahale etmektedir. Ne yazık ki dedikleri gibi de olmakta ve neredeyse hiçbir kolluk gücü bırakın yargılanmayı soruşturma bile geçirmemektedir.

“sözde denetimli serbestlik kararları verilmektedir”

Şanlıurfa Karaköprü’de Mahmut Polat isimli yurttaş ve ailesi de bu şekilde kötü muameleye maruz kalmış ve sonrasında polise mukavemet ettiği doğrultusunda kendisinden ve ailesinden şikayetçi olunmuştur. TBMM de Yargı Reformu adı altında yasalar görüşülürken hukukun “ölçülülük” ilkesine uymayacak şekilde sözde denetimli serbestlik kararları verilmektedir. Kürt Sorununu çözme iradesinden Kürt Sorununu çözümsüz bırakma pozisyonuna gelinmiş olması da artık hükümetin ülkeyi yönetemediğinin bir kanıtı olmuştur. Yaşanan her olayı baskıyla cebir ve şiddetle bastırma yaklaşımı artık hükümetin temel politikası olmuştur.

“Muhalifse kesin cezasını susturun anlayışı hakimdir”

Muhalifse kesin cezasını susturun anlayışı hakimdir. Biz muhalefet olarak bu şekilde yurttaşlara yönelik baskı politikalarını kınıyoruz ve onlarla mücadele ediyoruz. Telefon açsanız ifadeye gelecek insanları sabahın 5inde Kuran okurken evlerini basıp kriminal bir hale getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Masumiyet karinesi ortadayken herkese “Terörist” yaftası yapıştırmak da günümüzün hastalığı haline dönüşmüştür. Yargı Reformu kağıt üstünde olmaz. Gerçekten reform yapılmak isteniyorsa 18 yaşında üniversitesine bile gidemeyen Mehmet Ali Polat için yapılmalı yurt dışı çıkış yasağı ve diğer tedbirler kendisi, ailesi ve diğer mağdurlar için kaldırılmasıyla reform başlanılmalıdır.

Mahmut Polat’ın tarafıma ilettiği mektubu:

Şanlıurfa Karaköprü’de 18 ekim 2019 cuma günü saat 6:30 da kapım çalındı. Sabah Namazdan sonra ben kuran okuyordum. Kur’an elimde olduğu bir şekilde kapıyı açtığımda sivil polisleri kapıda gördüm. Bana senin hakkında mesken arama ve tutuklama emri olduğunu söylediler. Bende buyurun aramanızı yapın sonra birlikte istediğiniz yere gidelim dedim. Bunun üzerine sert bir ifadeyle ve bağırarak: “Teröristliği burada yapacağına dağda yap!” dedi, ben de siz buyurun görevinizi yapın dedim.

****

Bunun üzerine: “Bu devleti size kabul ettireceğiz, devletin gücünü göreceksiniz bu devleti kabulleneceksiniz, bu devlet sizi öldürme yetkisini bize vermiştir, biz sizi öldürmüyorsak size iyilik ediyoruz!” şeklinde sert ifadeler ve bağırmadan sonra uyumakta olan hanımım ve çocuklarım uyandı ve yanımıza geldiler. O sırada polislerin hakaret ve bağırmaları devam ediyordu. Bu durumu gören oğlum Mehmet ali Polat polislere: “Daha sakin olamaz mısınız, yaşlı adama niye bağıyorsunuz?” şeklinde tepki verdi. Bunun üzerine polis: “Senden akıl alacak değiliz!” çok ağır ve galiz tabirlerle çocuğun üzerine çullandılar.

****

Diğer oğlum Sadullah Polat araya girdi, aynı şekilde iki polis de Sadullah’ın üzerine saldırdı ve yere yatırdılar. İki oğluma da ters kelepçe taktılar ve kafalarını tekmelemeye başladılar, saçlarından tutup yüzlerini yere vurmaya başladılar, biz bu duruma itiraz edince bana da ters kelepçe takıp ayrı odaya aldılar. 14 yaşındaki küçük kızım Ebrar ve 16 yaşındaki oğlum Mutahara‘nın gözleri önünde iki oğluma da hakaret ve darplar devam etti. Beni yan odaya aldılar, polislerin hakareti ve çocukların ağlama seslerini çaresizlikle dinliyordum. Kızım Ebrar ve oğlum Mutahara nın okula gitmesine izin vermediler.

****

Sonra mukavemet var diye takviye kuvvet istediler. Çocukları ayakkabısız ve iç elbiseleri ile asansöre bindirip aşağı indirdiler bu süre zarfında hem asansörde hem bina çıkışında ve arabanın içinde hakaret ve darp etmeye devam ettiler. Bina sakinlerinin pencereden bakmalarına bağırarak izin vermediler. Komşulara bağırarak içeri girmelerini söylediler. Her bir çocuğu ayrı arabaya bindirip doktor muayenesine götürdüler. Oğlum Mehmet Ali’yi arabadan indirmeden hastane içine koymadan ayarlamış oldukları doktordan darp izi yoktur raporu aldırmışlar. Savcılık sorgusuna giderken de aynı şekilde rapor aldırtmışlar.

****

Diğer oğlum Sadullah başka bir polis arabası ile aynı şekilde hastaneye götürülüyor, doktor yüzüne bakmadan ve muayene etmeden darp izi yoktur raporu aldırıyorlar. Bu arada iki polis de kendilerine darp edilmiş raporu alıyor. Polisler, iki oğluma polise mukavemetten dolayı savcılığı suç duyurusunda bulunuyorlar. Göz altında kaldıkları süre boyunca ters kelepçeler açılmıyor, şiddet ve darp göz altında da devam etmiştir. Oğlum Sadullah aynı gün haftada üç gün denetimli serbestliği ve yurt dışı çıkış yasağı konularak hakim tarafından salıverildi. Sadullah salıverilmesinden hemen sonra hastaneye gidip kendisine verilen raporun suretini almak istiyor. Hastane polisi raporu vermiyor ve elinde bulunan nüshayı da yırtıyor. Hastane doktoru polise itiraz ediyor, ama neticesiz kalıyor.

****

Oğlum Mehmet Ali bir gün çocuk şubede göz altında tutuluyor. İkinci gün savcı karşısına çıkarılırken sorgulamada savcı Mehmet Ali‘nin yüzünde ve vücudunda bulunan darpları görerek tutanak altına almıştır. Mehmet Ali’ de haftada iki gün denetim serbestliği ve yurt dışı çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. Mehmet Ali, Azerbaycan Bakü Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanmış fakat yurt dışı yasağı olduğundan kayıt işlemlerini yapamamaktadır. Aynı şekilde ben Mahmut Polat da içeride darp edildim ve aynı gün haftada iki gün denetim serbestliği ile hakim tarafından serbest bırakıldım.

Sayın Fuat Oktay’a İletilen Sorular;

-Tarafıma iletilen iddialar doğru mudur?
-Şanlıurfa Karaköprü’de Mahmut Polat isimli yurttaşın evi basılmak suretiyle çocuklarının işkence yapılarak gözaltına alındığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa konuyla ilgili açılmış bir soruşturma var mıdır?
-Mahmut Polat isimli yurttaşa polislerin “Teröristliği burada yapacağına dağda yap!” dediği iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa hakkında mahkeme kararı olmayan bir yurttaşla ilgili kolluk güçleri böyle konuşabilme cesaretini kimlerden almaktadır?

****

-Eve baskına gelen polislerin “Bu devleti size kabul ettireceğiz, devletin gücünü göreceksiniz bu devleti kabulleneceksiniz, bu devlet sizi öldürme yetkisini bize vermiştir, biz sizi öldürmüyorsak size iyilik ediyoruz!” dedikleri iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa hukuk devletinde bu kurulan cümlenin yeri var mıdır? Eğer devlet görevlisi bu ifadeyi kullandıysa Mahmut Polat ve ailesini kim koruyacaktır?
-Bu iddialar doğruysa bir devlet görevlisi bir aileyi bu şekilde nasıl rencide edebilmiştir? Bu polislerin kimlikleri belli midir? Haklarında soruşturma var mıdır?
-Mahmut Polat’ın kızı Ebrar ve oğlu Mutahara’ nın okula gitmesine izin verilmediği iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa bir gözaltı çalışması neden bu kadar dramatik bir hale getirilmiştir?
-Mehmet Ali Polat’ın darp edildiği ve doktora gösterilmeden kendisiyle ilgili sağlam raporu alındığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa raporu aldıran polisler ve raporu veren doktor hakkında soruşturma açılmış mıdır? Soruşturma açılmışsa hangi aşamadadır? Eğer bu iddia doğruysa bundan sonra yurttaşlara aldırılan raporların üzerindeki şüphe nasıl giderilecektir?

****

-Sadullah Polat için de aynı şekilde uygunsuz darp raporu aldırıldığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa konuyla ilgili raporu aldıran polisler ve doktor hakkında soruşturma açılmış mıdır? Soruşturma açılmışsa hangi aşamadadır?
-Sadullah Polat’ın hastaneden darp raporunun nüshasını istemeye gittiği ancak hastane polisinin izin vermediği elindeki raporu da yırttığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa konuyla ilgili açılmış soruşturma var mıdır? Bu soruşturma çerçevesinde bütün güvenlik kameraları incelenmiş midir?
-Mehmet Ali Polat, Sadullah Polat ve Mahmut Polat hangi suçu işledikleri düşünülmektedir ki haftada 2 gün imza ve yurtdışı yasağı verilmiştir? Mecliste yargı reformu görüşülürken bu karar hukukun “ölçülülük” ilkesine ne kadar uymaktadır?

****

-Mehmet Ali Polat’ a yurt dışına çıkma yasağı verildiği iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa Bakü Üniversitesinde Tıp okuyan Mehmet Ali Polat’ın anayasa tarafından garanti altına alınan eğitim hakkı neden kısıtlanmıştır? Bu şekilde Mehmet Ali Polat’ın tekrar cezalandırılmak istendiği iddiası doğru mudur?
-Son 5 yıl içerisinde kaç yurttaşa denetimli serbestlik kapsamında imza şartı ve yurt dışı yasağı getirilmiştir?
-Son yıllarda yapılan gözaltı çalışmalarının büyük çoğunluğunun özellikle sabaha yakın saatlerinde yapıldığı ve bu sayede yurttaşların tekrar cezalandırıldığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa neden Savcılar telefonla şüphelileri ifade vermeye çağırma seçeneğini değerlendirmemektedirler?

Bu iddialar doğruysa hükümet Kürt Sorununu bu şekilde mi çözebileceğini düşünmektedir?

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu